Dünyada bu konuda en geniş kapsamlı araştırmaları yapan İnsan Kaynaklı Deprem Veri tabanının raporuna göre, son 150 yılda yaklaşık 730 farklı bölgede
Dünyada bu konuda en geniş kapsamlı araştırmaları yapan İnsan Kaynaklı Deprem Veri tabanının raporuna göre, son 150 yılda yaklaşık 730 farklı bölgede insan kaynaklı birçoğunun 3 ila 4 şiddetinde depremler meydana geldiği tespit edilmiştir.
DEPREM ÜRETMEK MÜMKÜN MÜ?
Sismolojik Araştırma Mektupları adlı dergide yayımlanan araştırmanın sonuçlarına göre insan kaynaklı depremlerin sayısının giderek arttığını iddia etti.
Dünyada bu konuda en geniş kapsamlı araştırmaları yapan İnsan Kaynaklı Deprem Veri tabanının raporuna göre, son 150 yılda yaklaşık 730 farklı bölgede insan kaynaklı birçoğunun 3 ila 4 şiddetinde depremler meydana geldiği tespit edildi.
Geçtiğimiz son 10 yılda ise 108 bölgede tespit edilen insan kaynaklı depremlerin en şiddetlisi ise 5,8 büyüklüğünde olarak kayıtlara geçti.

İnsan kaynaklı depremlerin en önemli nedenlerinden biri de madencilik faaliyetleri ve barajlar olarak gösterilmekte. Bu depremlerin yüzde 37’si madencilik çalışmaları nedeniyle, yüzde 23’ü barajlarda sıkışan suyun oluşturduğu basınçtan kaynaklandığı bilinmekte. Bir diğer yaygın tetikleyicilerden biri olarak da hidrolik kırma gibi petrol ve gaz çıkarma yöntemleri. Araştırmaya katılan Durham Üniversitesi’nden jeofizikçi Miles Wilson, hidrolik kırma yöntemi ile açılan sondaj deliklerinin son yıllarda arttığına bu durumun jeolojik kırılma hatlarını yeniden canlandırdığına dikkat çekti.
Araştırma ekibinin üzerinde durduğu bir diğer iki nedenin nükleer patlama ve çok yüksek gökdelenler inşa edilmesi gibi etkenlerin depremleri tetikleme olasılığını var sayarak incelemelerde bulunuyor. 22 bölgede nükleer patlamaların, iki bölgede de inşaatların depremleri tetiklediği kaydeden jeofizikçi Wilson, Geçmiş deneyimlere bakıldığında, insan kaynaklı etkenlerin yerkürenin dış tabakasındaki güçleri etkilediğini görüyoruz. Yerkürenin bu değişimlere cevap vermesine şaşırmamamız gerektiğini vurguluyor.
Gelecekte yerkabuğundaki insan faaliyetlerinin artacağına dikkat çeken bilim insanları, insanoğlunun kaynak ihtiyaçları ile deprem riskini dengeleyecek çözümler bulması gerekebileceğini belirtiyor.
YAPAY (HAARP) DEPREM NEDİR?
Yapay deprem yani haarp “Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı” olarak bilinen, Amerika Birleşik Devletleri’nin Alaska eyaletinde bulunan bilimsel bir proje olarak bilinmektedir. Yetkililere göre bunun amacı füzeleri havada imha etmek, toprağın altını incelemek, denizaltılarla haberleşmeyi kolaylaştırmak, ve büyük bir alandaki tüm haberleşmeyi kesmek gibi çok yönlü amaçları bulunmaktadır.

YAPAY DEPREM MÜMKÜN MÜ?
Yapay deprem, aslında bir depremin oluşabileceği fay hattının tetiklenmesidir. Bir enerjiyi başka bir enerjiyle tetikleyip depremi ortaya çıkartmaktır. Yapay deprem bundan ibarettir. Yoksa enerjinin olmadığı yerde bunu yapabilmek, düşünmek mümkün değil.
İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Naci Görür’ e göre yapay deprem tabii ki olur. Bir deprem ölçer aleti koyun, 10 – 15 kişi yanında sıçrasın, bir kişi kaydetsin, orada hareket görülür. Deprem ölçen aletler titreşimleri deprem diye kaydeder. Biz ilkokullarda çocuklara sismografları gösterirken onları önlerinde zıplatırız ve bunun yarattığı titreşim deprem gibi görünür. Yani titreşimleri sağlarsanız, küçük çapta da olsa bir yer sarsıntısı yaratmış olursunuz. Mesela İstanbu’a yakın taş ocaklarında patlama olduğunda, Kandilli Rasathanesi bunları yer sarsıntısı olarak kaydeder. Hatta bazen bazı bilim adamları eğer dikkatsizse, taş ocaklarındaki bu patlamaları deprem zannedip bilimsel veri olarak kullanır. Buradan hareketle eğer siz büyük miktarda bir patlayıcıyı bir yere atarsanız, orada bir yer sarsıntısı oluşturursunuz. Ama bu deprem suni olarak oluşturulmuştur, herhangi bir enerjinin açığa çıkması demek değildir. Bunun bir deprem olması için sizin bir patlayıcıyla herhangi bir fayı harekete geçirmeniz, yani büyük bir enerjiyi kontrollü bir şekilde yönlendirmeniz lazım. Bu da pratikte mümkün değil. Zaten böyle bir şeyi gizli de yapamazsınız. Yani yapay bir deprem oluşturmak, belli bir fayda belli bir hareketlenmeyi sağlamak pratik olarak mümkün değil. Ama teorik olarak mümkün tabii…

Jeolog Seyit Ali Yiğit’e göre de insan eliyle yapılan depremler bulunmaktadır. Bunların sebebi ise genelde fay hattı üzeri ve yakınında çok büyük kütle değişimleridir. Örneğin, bir fay hattı üzerinde yapılan madencilik yıllar içinde o bölgeden milyonlarca ton toprak ve kaya çıkartılması demektir. Böylece fayın üzerindeki yük nispeten kalkacak ve fay daha kolay hareket edebilecektir. Aynı şey barajlar için de geçerli, oraya da daha fazla bir yük binmekte ve kırılma olabilmektedir. Hatta açılan sondajlar, çıkartılan su, gaz ve petrol ile yerin altında oluşan boşluklar bile buna sebebiyet verebilir. Ancak, yapılan hareketlerin o bölgede bir deprem oluşturacağı kesinlikle kestirilemez. Yani bir fay hattının derinlerine gidip, orada bir patlama oluşturmak veya buna benzer bir yolla deprem açmaya çalışmak tehlikeli bir iştir. Çünkü beklenen bölgede daha düşük veya daha yüksek bir deprem olabilir ve daha uzun bir hatta kırılmaya sebebiyet vererek beklenenden çok daha fazla maddi zarara yol açabilir.