Zonguldak taşkömürü ocakları nasıl “açık cezaevine” dönüştü?

HomeKömür

Zonguldak taşkömürü ocakları nasıl “açık cezaevine” dönüştü?

Zonguldak-Kilimli’deki Bölüm Mahallesi’nde 6 Kasım 2022’de Enka Madencilik’e ait maden ocağında patlama yaşandı. Patlama sonucu ikisi ağır dört işçi

Zonguldak-Kilimli’deki Bölüm Mahallesi’nde 6 Kasım 2022’de Enka Madencilik’e ait maden ocağında patlama yaşandı. Patlama sonucu ikisi ağır dört işçi yaralandı. Bu kazada ağır yaralananlardan biri 29 yaşındaki maden işçisi Enes’ti*. Enes’in hikâyesi, Zonguldak’taki taşkömürü ocaklarının işleyişine, işçi sağlığı ve iş güvenliği meselelerinin nasıl gözardı edildiğine dair bize ışık tutuyor. Ayrıca adeta kömüre bağımlı hale gelmiş şehrin işçiler için nasıl bir açık cezaevine dönüştüğünü gösteriyor.

Kilimli’de yaşanan maden kazası İstanbul’dan Zonguldak’a gitmemizi tetikleyen olaydı. Zonguldak’a yola çıktığımızda amacımız Enes’i bulmak değil, şehirdeki özel maden ocakları, kaçak maden ocakları ve Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) birbiriyle ilişkisini ve işleyişini anlamaktı. Kaçak maden ocaklarında çalışmış bir işçi ararken Enes ile karşılaştık. Halkın Sesi gazetesinin sahibi Mustafa Özdemir ile birlikte saat 22:00 civarında Enes’in yaşadığı eve gittik. Dinlediğimiz hikâye, Zonguldak kömür ocaklarının işleyişine dair çok önemli bilgiler barındırıyordu.

1993 doğumlu Enes, maden ocaklarında çalışmaya başlamadan önce yedi ay ekmek fırınında çalıştı. Üç çocuğu olan Enes, banka borçları sebebiyle maden işine girdiğini söyledi. Enes, ilk maden ocağı tecrübesini ise kaçak bir maden ocağında yaşadı. Hem de acı bir olayla:

“Kaçak maden ocağı Kırat’taydı. Daha önce kazma, kürek tutup böyle bir iş yapmamıştım. Ocağa ilk girdiğimde sadece korku hissettim. Zaten ilk gün madende göçük yaşandı. Desandre dediğimiz yer göçtü. 3,5 saat göçük altında kaldım.”

Enes bu kazadan şans eseri kurtuldu. Kazadan hemen sonra yaşadıkları ise kaçak maden ocaklarının işleyişine dair önemli bilgiler sunuyor:

“Kazaya rağmen çalışmaya devam etmem için baskı yaptılar”

“Göçük altında ustamla ben vardım. Ne ambulansa ne de kurtarma ekiplerine haber verildi. Kaçak ocak olduğu için kendi imkanlarımızla çıktık, çıkamayabilirdik. Göçükte sadece ölümü düşündüm, başka bir şeyi değil. Göçükten çıktıktan sonra 15-20 dakika soluklandım. Sonra kazaya rağmen çalışmaya devam etmem için baskı yaptılar.”

Enes, kazanın yaşandığı kaçak ocakta günlük 300 Türk Lirası’na (TL) çalışıyordu. Fırında aldığı 4 bin 250 TL’ye göre iyi bir ücret olduğunu ama yine de yetmediğini söyledi. Bir ay boyunca çalıştığı bu işyerinden bir haftalık parasını da alamadan ayrıldı.

Bir sonraki durağı ise yine bir kaçak maden ocağı. Bu ocak, kaçak maden ocaklarının yoğun olarak bulunduğu Gelik’te. Enes burada çalıştığı altı-yedi aylık sürede ücretlerini düzenli aldığını söyledi. Ancak bu ocakta da büyük bir kaza yaşadı:

“Ocağa girdikten iki hafta sonra burada da göçük yaşadım. Bulunduğumuz yer olduğu gibi göçtü ama bu sefer gökyüzü gözüküyordu (gülüyor). Bir dakika daha orada dursaydık muhtemelen ölecektik.”

“Kaçak ocakçılık, rödovansçılarla beraber artış gösterdi”

Rödovansçılarla kaçak maden ocağı işletmeleri arasındaki bu iddia birçok kaynak tarafından dile getirildi.

Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel göre, kaçak maden ocaklarının artmasının sebeplerinden biri kentin kömür havzalarının üzerine kurulması: 

“2000’li yılların başlarında bir çalışma yapıldı. Bu çalışmaya göre, Zonguldak havzasında 170 tane kaçak ocak vardı. Bu da bu ocaklarda o dönem yaklaşık bin kişinin çalıştığını gösterir. Buradaki kömür üretimi de çok yüksek. Kaçak ocakçılık, rödovansçılarla beraber artış gösterdi. Çünkü sevk irsaliyesi sattılar. Bu sevk irsaliyesiyle pek çok özel ocak sahibi zenginleşti. Kömür aklanınca hapis cezası da oluşmadı ve kaçak ocakçılık daha da arttı. Şu an sayısını bilmiyorum. Kaçak ocaklar maalesef devlet tarafından bir sektör olarak kabul edilmiş durumda.”

1973’ten beri Zonguldak havzasında çalışan TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Çağlar Öztürk, bazı rödovansçıların eskiden kaçak maden işlettiğini söyledi: 

Çağlar Öztürk

“Şu anda rödovansçının sahasında çalışan üçüncü şahıslar aslında kağıt üstünde rödovansçının elemanları. Aslında üçüncü şahıslar bu alt taşeron ve bu yasak. Zaten TTK buraları ruhsatlandırmadan önce çalışan kaçak ocak sahiplerinin bazıları rödovansçı oldu. Tabii, hâlâ kaçak ocaklar mevcut. Yasal sınırlar içerisine girmek istemiyorlar. Bazı rödovansçılar hâlâ kaçakçıyı kendine çalıştırıyor. Bu yöntem burada geçti.”

TTK’nın imtiyaz alanında, rödovans sözleşmesi karşılığı taşkömürü işletmeciliği yapan 20 adet özel maden işletmecisi bulunuyor. Altı firma ise ruhsat sahibi olarak işletmecilik yapıyor.

İşletmelerin, bazı işlerini kendinden daha küçük ölçekte olan taşeron işletmelere yaptırma sebeplerin başında, üretim miktarını artırırken daha az maliyetli emek gücü satın almak geliyor.

Devlet, kaçak madenlere nasıl göz yumuyor?

31 yıl boyunca TTK’da çalışan emekli maden işçisi Ahmet Öztürk, kaçak madenciliği kayıt altına almak için geliştirilen rödovans sisteminin ters etki yarattığı görüşünde:

“Rödovans sistemiyle kaçak ocaklar azgın bir şekilde arttı. Burada rödovansçıların bazılarının kendi sahalarında kaçak madene izin vermesi bu durumun önünü açtı. Hatta özel şirketler, kaçak ocaklarda üretilen kömürü satın alarak kara kömür aklama merkezine dönüştüler.”

Kömürün indirildiği liman (Zonguldak limanı).

Öztürk de kaçak madenlere devlet tarafından göz yumulduğunu söyledi ve ekledi: 

“Bizzat devletin en üst düzey yöneticilerin, burada yapılan toplantılarda ağızlarından duydum. Kaçak madenlerin kapatılmasının, çalışamaz hale getirilmesinin kentte sosyal sorunlara yol açacağını, burada yaşananlara daha farklı yaklaşmak gerektiğini ifade ediyorlar. Yani, burada bile bile lades var.”

Kaçak madenciliğin yan sektörleri

28 yıldır Zonguldak’ta gazetecilik yapan Mustafa Özdemir, kaçak maden işletmecileriyle bazı rödovansçılar arasındaki ilişkiyi şu şekilde aktarıyor: 

“Rödovansçıların bazıları kaçak madenlere izin veriyor. Eskiden geçiş yolunu keserler, sahanın çıkışına nizamiye koyarlardı. O kontrol noktasından geçen kömürü kantara koyar ve aynı devlet gibi ton başına bir para keserlerdi. Herkesin farklı bir yöntemi var. Diyor ki mesela ‘Şu kadar kira vereceksin.’ Yani rödovansçı hem çıkardığı kömürden hem de başkasının çıkardığı kömürden para alıyor.

Kaçak madenlerin bir de yan sektörleri var. Nakliye gibi, kömür yıkama gibi. Kaçak madenleri kapatmadan önce alternatif sektör yaratılması gerekir. Yoksa bu ocakları kapattığında ekonomi kilitlenir. Buradaki kriz Zonguldak merkezi vurur. Buralarda çalışan insan sayısı nüfusa oranla ciddi bir rakam.”

Halkın Sei

Paylaş